Emek

SÖYLEŞİ | Üsküdar Belediyesi işçileri: “Biz sadece gerçekleri dile getirdiğimiz için işimizden edildik”

Ağustos ayında AKP’li Üsküdar Belediyesi’nde çalışan 150 işçi işte atıldı. Farklı birimlerde görev yapan işçiler işten atıldıklarını bir ‘SMS’ ile öğrenirken, bağlı bulundukları HAK-İŞ Sendikası da işten atılmalardan sonra ‘çözümü’ o işçileri sendikadan çıkarmakta buldu. Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak işten atılan işçilerle süreci ve eylem planlarını konuştuk…

Belediyelerde çalışan işçilere yönelik baskı, mobbing ve işten çıkarmalar hız kesmeden devam ediyor. AKP, CHP ve MHP’li belediyelerde çalışan işçilerden her biri her an işten atılma korkusuyla ya belediyenin bağlı bulunduğu siyasi partinin üyesi gibi davranıyor ya da o partiye muhalefet edecek her hangi bir söz ya da eylemde bulunmaya çalışıyor. Parti aleyhine söylenecek herhangi bir cümle ise işlerinden çıkarılmaları için yeterli oluyor.

Bu haftada AKP’li Üsküdar Belediyesi’nden atılan işçilerle konuştuk. Ağustos ayında 150’ye yakın işçinin atıldığı belediyede de aynı sebepler geçerli. Bazıları EYT’li olduğu için, bazıları AKP’nin yolsuzluğuna itiraz ettiği için bazıları da sadece değişim şart dediği için işinden edilmiş. İşçiler ise bu adaletsizliğe karşı mücadele etmeye devam ediyor…

Üsküdar Belediyesi tarafından iş akdiniz bir SMS ile feshedildi. Süreç nasıl gelişti?

Enver Ayvacı: 13 yıldan fazla bir süre Üsküdar Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde çalıştım. 23 Ağustos’ta,  Cuma günü izinli olduğum günde çalışmaya gittim 3-11 vardiyasına. O gün tam 3.20’de mesaj geldi bana SSK’dan ‘İş akdiniz feshedilmiştir’ diye. Hemen aradım SKK’yı nedir diye, onlar işten çıkarıldığımı söyledi. Sonra amirden Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne kadar herkesi aradım ve bana haberleri olmadığını söylediler. Hem bizi işten çıkarıyorlar hem bilgilendirmiyorlar, haberleri yokmuş gibi davranıyorlar. Ki işten çıkarıldığım güne kadar ne bir tutanağım oldu, ne bir savunmam oldu. İzin bile almadan çalıştım ben 13 yıl boyunca. Atılmadan sonra bana ‘Seni AKP ilçe başkanı çıkardı’ dediler. Oraya da gittim, bir şey demediler. Kimse kabullenmiyor işten çıkarmaları.

“EYT paylaşımı işinden etti”

Peki işten çıkarılmanızdaki asıl gerekçe nedir sizce?

Benim EYT(Emeklilikte Yaşa Takılanlar) paylaşımlarım vardı. Çıkarılmamdan 1 buçuk ay önce amirim beni çağırdı ve ‘Burası kamu yeri AKP’yi karalama, bu paylaşımları bırak’ dedi bana, ben de bırakmadım. Bu paylaşımlardan sonra işten çıkarıldım. Ben bu belediyede daha geçen yıl başarılı çalışan ödülünü almış biriyim. Aradan bir yıl geçmeden de işten çıkarıldım. Hakkım varsa haram zıkkım olsun.

Toplamda belediyeden kaç kişi çıkarıldı, onlara nasıl bir bahane sundular?

Toplamda 150 kişi çıkarıldı. Sadece bizim grupta 5 kişi çıkarılmıştı. Temizlik işlerinde de 40 kişi çıkarıldı. Biz de toplam sayının 150’yi bulduğunu düşünüyoruz. Herkesi Kent A.Ş’nin attığı kısa mesajla çıkardılar. Yani düşünün ki çıkarılanlar arasında %70 engelli birisi var. Bu arkadaşın hiçbir şeyi yok. Evine kapandı bu adam, dışarı dahi çıkamıyor.

Yerel seçimler öncesi bir belediye çalışanının ikametgah adresi çalışanın izni dışında değiştirildi. Üsküdar Belediye işçisi Yılmaz, yapılan bu yasadışı faaliyeti şikayet edeceğini belirtti için işten atıldı

Peki size ne gerekçe sundu belediye işinizden ederken?

Ercan Yılmaz: Benim durumum Ender’den farklıydı. Belediye seçimleri döneminde, temizlik işinde çalışanlara oturumunu Üsküdar’a almaya zorunlu tuttular. Yalnız ben Ordu’da oy kullanacağımı söyleyerek aldırmadım. Onlar da benim oturumumu benim iznim olmadan ıslak imzamı kullanarak, oturmadığım bir mahalleye bilmediğim bir sokağa almışlar. Ben de bu durumu öğrenmek için Nüfus dairesine gittim, inkar ettiler. Ben de dedim bunu yapanı biliyorum, gidip şikayet edeceğim. Ben Nüfus Dairesi’nden çıktıktan sonra onbaşım direk aradı beni. Telefonda ‘Sen Üsküdar Belediyesi’ni nasıl şikayet edersin?’ dedi. O günden sonra benim yerimi değiştirerek bir nevi sürgün ettiler. Gittiğim yerde çalışanlar bir gün siyaset konuşuyorlardı, bana da sordular sence ne olur diye. Ben de ‘değişim şart’ dedim. Bunu dediğim için bana tutanak yazıldı. O tarihten itibaren ağır mobbinge maruz bırakılarak aslında kendi istifa etmem istendi. Ben bunlara da dayandım. Yani sadece ‘değişim şart’ dediğim için bunlar oldu. Bu baskı ve mobbingi bana uygulayan da Temizlik İşleri 1. Bölge Amiri Muhammet İkbal’di.

Bu baskılardan sonra, son olarak beni aradılar Pazartesi günü Kent A.Ş’ye gelin diye. Ben de neden diye sorduğumda işten atıldınız dediler. Ben sonra Kent A.Ş’de İnsan Kaynakları’nda Özcan Bey’ e sordum. Beni tanımadığınızı söylüyorsunuz, o halde neden işten çıkarılıyorum? Hani Cumhurbaşkanı size kadro veriyoruz, işen çıkarılma olmayacak demişti. Peki bu sözle yaptığınız iş uyuyor mu? dedim. Sonra bana imzalatmak istedikleri kağıdı imzalamayarak sendikayı aradım.

İşten atıldıktan sonra üyesi olduğunuz Hak-İş sendikası ne yaptı?

Ercan Yılmaz:  Sendika bize ‘Siz bir şey yapmayın, ben sizin öncünüzüm’ dedi. Bizden habersiz kesinlikle hareket etmeyin, sonuçlara göre eylem planı hazırlayacağız dedi. Biz ilk işten çıkartıldığımızda yanımıza gelip; ‘Arkadaşlar siz bizim asıl üyelerimizsiniz. Sizi kimse işten çıkaramaz, biz sizin yanınızdayız’ demişti. Hak-İş’in Anadolu yakası sorumlusu Mustafa Şişman’dı bunları söyleyen. Bizi bu şekilde 18-20 gün oyaladı Sonra yanımıza gelip ‘Arkadaşlar yapacak bir şey yokmuş, siz suçluymuşsunuz’ dedi. E suçumuz neydi, onun cevabı yok. Yani emeğimiz sadece bir onbaşının bir amitin 2 dudağı arasındaymış.

En sonunda baktık ki bizi sendikadan da çıkarmışlar. O günden sonra da bir daha telefonumuzu açmadı. İşe iade davası da açacaktık, onu da yapamadık. Çünkü hepimiz kirada oturan, çocuklarını okutan insanlarız.

“Bizi adalet korur, partiler değil”

Bu sendikaya belediye yönlendirmişti değil mi?

Kesinlikle, başka şansın yok. Eğer AKP’li bir belediyede çalışıyorsan direk Hak-İş’e üye olacaksın, eğer olmazsan işten çıkarılırsın. Hatta ben işe girdiğimde bizzat onbaşım arayıp Hak-İş’e üye olacaksın demişti.

Yani adalet bu değil. Eğer fakirsen, emekçiysen kimse ortaya çıkmıyor adalet için, ama eğer zenginsen herkes hemen ortaya çıkıyor ondan taraf oluyor. Savcısı hakimi hemen meydana çıkıyor. Biz bunları defalarca söyledik, kimse sesimizi duymuyor. Ne hikmetse Cumhurbaşkanımızda sesimizi duymuyor. Yeri geldiğinde garibanların babası, mazlumların lideri oluyor. 16 yıldan beri AKP’ye hizmet etmiş üyesi olan biri olarak ilk oğlum darbe mağduru oldu. İkinci oğlum KPSS mağduru. 89 puan aldığı sınavın 3 mülakatından da geçemedi. Başkalarının çocukları 70 alarak torpille işbaşı yaptırıldı, benim oğlum yaptırılmadı. Şimdi ben de babaları olarak işçi mağduruyum. Bizi adalet korur, partiler değil. O belediyede hizmet değil particilik yapıyorsa da oradan Üsküdar Belediyesi tabelasını kaldırsınlar, AKP Şubesi tabelasını assınlar. Biz sadece bu gerçekleri söylediğimiz için işimizden edildik. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu