Güncel

Eğitim-Sen: “Sınav merkezli eğitim anlayışı derhal terk edilmeli”

2,5 milyona yakın adayın katıldığı 2021 Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) Sayısal adayların yüzde 58’i; sözel adayların yüzde 40’ı; eşit ağırlık adaylarının ise yüzde 52’si 180 barajını aşamadı.

Öğrencilerin uzaktan eğitime erişimde çok ciddi sorunlar yaşadığı COVID-19 pandemisi döneminde, eğitim programları kapsamında değişiklik ya da seyreltme yapılmayarak gerçekleştirilen ve 2,5 milyona yakın adayın katıldığı 2021 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandı.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) sonuçların 2020 yılına kıyasla daha büyük bir başarısızlığı ortaya koyduğuna dikkat çekti. Açıklamada, 2021 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) başvurduğu halde Temel Yetenek Testi’ne (TYT) 175 bin, Alan Yeterlilik Testi’ne (AYT) 154 bin adayın girmediğinin altı çizildi.

Eğitim-Sen YKS sonuçlarının en dikkat çekici yönünün sorulara verilen doğru yanıtların ortalamasının çok düşük olduğuna dikkat çektiği açıklamasını şöyle sürdürdü: “Türkçe 40 soruda 18,738 ortalama; sosyal bilimler 20 soruda 8,574 ortalama; temel matematik 40 soruda 5,546 ortalama; fen bilimleri 20 soruda 3,796 ortalama”.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

YKS’ye giren 2,5 milyon adayın, çok uzun süre yüz yüze eğitimden ve okullarından uzak kalmalarına, akademik, sosyal ve psikolojik kayıplar yaşamalarına aldırış edilmeden, iki gün içinde yapılan oturumlarla ‘başarı’ göstermeleri beklenmiştir. Böyle bir sınav sisteminin her şeyden önce insani olmayan bir nitelik taşıdığı ve milyonlarca gencin üzerinde yoğun bir psikolojik baskı yarattığı ortadadır ve bu durum Sendikamız tarafından sürekli eleştirilmiş, birçok uyarı ve öneri yapılmıştır. MEB’in katılımcı olmayan ve dolayısıyla ortak akıldan uzak tutumu bu sonuçları ortaya çıkarmıştır.

Sayısal adayların yüzde 58’i; sözel adayların yüzde 40’ı; eşit ağırlık adaylarının ise yüzde 52’si 180 barajını aşamadı.

“Bu yıl çok büyük bir akademik başarı kaybı yaşandı”

Tüm adayların girmek zorunda olduğu TYT puanı ölçü alındığında, geçen yıl ile kıyaslandığında bu yıl çok büyük bir akademik başarı kaybı söz konusu. 2020 TYT’de 42 bin 803 öğrenci 400 ve üstü puan alırken, bu yıl sadece 12 bin 291 öğrenci 400 üstü puan alabilmiştir. Yüzdelik ağırlığa bakılırsa;

  • 400 ve üstü puan yüzde 1,86’dan yüzde 0,49’a;
  • 300 ve üstü puan yüzde 10,62’den yüzde 6,54’e;
  • 200 ve üstü puan yüzde 45,41’den yüzde 35,82’ye düştü.

Geçen yıl 1 milyon 042 bin 710 aday 200 puan alabilirken bu yıl aday sayısı daha yüksek olmasına rağmen ancak 894 bin 331 öğrenci 200 ve üstü bir puan alabildi.

Alan yeterlilik sınavlarındaki başarı oranı düştü

Alan yeterlilik sınavlarında bir yıl içindeki başarı kaybı çok daha fazla. Verilere bakıldığında, 2020 yılında sayısalda 51 bin 511 kişi 400 ve üstü puan alırken, bu yıl sadece 9 bin 729 kişi 400 ve üstü puan alabilmiştir. 2020 yılında eşit ağırlıkta 5 bin 870 kişi 400 ve üstü puan alırken, bu yıl sadece 856 kişi 400 ve üstü puan alabilmiştir.

Eğitim-Sen bu verilerin ardından şu değerlendirmeye yer verdi:

COVID-19 pandemisi içinde geçen üç eğitim ve öğretim döneminin sonunda ortaya çıkan 2021 YKS sonuçları, bir yandan geçmiş yıllardan çok daha kötü bir eğitim tablosu ile karşı karşıya olduğumuzu gösterirken, bir yandan da milyonlarca gencimizi acımasız bir rekabete iten sınav merkezli eğitim anlayışının olumsuz sonuçlarını göstermektedir.  Gençler, eğitimlerini daha yüksek puan ve sıralama baskısıyla birbirleriyle yarışmak zorunda kalmadan, elenme korkusu yaşamadan sürdürebilmelidir.

“Sınav merkezli eğitim anlayışı derhal terk edilmeli”

Yükseköğretim sistemindeki zorluklar ve eşitsizliklere rağmen mezun olan gençlere, iktidarın “genç işsizlik” vaadinden başka bir vaadinin olmadığının belirtildiği açıklamada şöyle denildi:

Türkiye’de gerek liselere, gerekse üniversiteye girişte tek sorunun merkezi sınavlar olmadığı, aksine sorunun daha köklü biçimde sınavlara odaklanmış olan eğitim sistemi olduğu ve bu konuda köklü değişikliklere gidilmeden kalıcı çözümlerin üretilemeyeceği ortadadır. Dolayısıyla ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar, sürekli olarak sınava endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması, öğrencilerimizin gerçekten nitelikli eğitim alması mümkün değildir.

Eğitim sistemimiz çocukları ve gençleri öğrenme olanaklarını çoğaltarak yaşam için güçlendirmemekte, sadece yapılacak sınavlara hazırlamaktadır. İktidar tarafından bilinçli olarak teşvik edilen ‘rekabete’ ve ‘yarışmaya’ dayalı ‘piyasacı eğitim’ anlayışı derhal terk edilmeli, öğrencileri birbiriyle rekabet eden değil, onları geliştiren, güçlendiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandıran nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.

Eğitim Sen, her öğrencinin kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hangi alanda öğrenim göreceğini kendisinin belirleyeceği bir eğitim sistemi oluşturulması için gerekli çalışmaların en kısa sürede başlatılmasını, bunun için öncelikle ‘sınav merkezli eğitim’ anlayışının terk edilmesini savunmaktadır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu