Güncel

Amed’de tutuklanan gazetelerden Altan: Bizleri dört duvar arasına tıkmakla susturabileceklerini sanıyorlarsa; aldanıyorlar

Tutuklanan 16 gazeteciden DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, gönderdiği mektupta, dayanışmanın önemine dikkat çekerek, "Yükselen bu sesi daha gür çıkarmaya azimli olmak gerekiyor. Çünkü dayanışma büyütür" dedi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran’da gözaltına alınan 22 kişiden 16 gazeteci, sekiz günlük gözaltı sürecinden sonra “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Tutuklanan gazetecilerden Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, avukatları aracılığı ile mektup yolladı. Altan mektubunda, gazetecilerin tutuklanmasının mizansen olduğunu belirterek, “Bu mizansenin kurgucusu mevcut iktidar sahipleri, senaristi İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki kolluk, yönetmeliği ise bizzat bizi sorgulayan savcıydı” diye bahsetti.

Bizler gazeteciyiz

Altan’ın mektubun devamında şunlara değindi:

“Bizler uzun süre hukuksuz gözaltı sonrası tam anlamıyla bir mizansenden oluşan savcılık ve hakimlik sorgusunun ardından tutuklanarak hapishaneye atıldık. Hatırlatmakta yarar var; gözaltına alındığımız gün tam da 1992 yılında karanlık güçler tarafından katledilen gazeteci Hafız Akdemir’in katledilişinin yıldönümüydü. Dün arkadaşımızı sokak ortasında katleden zihniyet bugün bizleri zindanlara koyarak susturmaya çalışıyor.

Aslında tüm bu kamuoyu tarafından bilindiği gibi bizleri dört duvar arasına atan iktidar da biliyor ki bizler gazeteciyiz ve halkın haber alma hakkını savunduğumuz için, hakikati yazdığımız için buradayız. Bu gerçeklikten yola çıkarsak ülkenin içinde bulunduğu durumu daha iyi idrak edebiliriz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığı bir dönem daha önce yaşamadı. Hapishanelerde halen 60’ın üzerinde gazetecinin varlığı, bunun açık kanıtı iken buna 16 gazetecinin daha eklenmiş olması bahsettiğimiz problemin ne kadar büyük olduğunun açık kanıtıdır.

Bu mizansenin kurgucusu mevcut iktidardır

Başlarken tutuklanmamızın bir mizansen olduğundan bahsetmiştik. Bu mizansenin kurgucusu mevcut iktidar sahipleri, senaristi İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki kolluk, yönetmeliği ise bizzat bizi sorgulayan savcıydı. Burada sorgu hakimi de maalesef bir figüranın ötesine geçememiştir. Yapılmak istenenin bizi susturmak, sahadan koparmak olduğu çok açıktır. Bu nedenle bu dosyada yargılanan bizler değil gazetecilik olmuştur.

Tüm bu yaşananlara rağmen bizler ve hakikatin peşinden koşmayı sürdüren tüm onurlu meslektaşlarımız yazmaya, çizmeye, anlatmaya, göstermeye devam edeceğiz. Bizleri dört duvar arasına tıkmakla susturabileceklerini sanıyorlarsa; aldanıyorlar.

Yazmaya devam edeceğiz

Bu vesile ile bir kez daha bu 10 günü aşkın süreçte bizleri yalız bırakmayan ‘Susmayacağız’ diye haykıran başta meslektaşlarımız, ulusal ve uluslararası basın meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve kendilerine haber ulaştırmaya çalıştığımız halkımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Elbette gerek gözaltı sürecinde gerekse sorgu sürecinde bir an olsun yalnız bırakmayan avukatlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.

Yükselen bu sesi daha gür çıkarmak, azimli olmak gerekiyor. Çünkü dayanışma büyütür. Bir kez daha herkesi selamlıyorum.” (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu