Güncel

İHD İzmir Şubesi 3 aylık hapishane raporunu açıkladı

Ege Bölgesi'ndeki hapishanelere ilişkin hazırladıkları 3 aylık raporu açıklayan İHD İzmir Şubesi, hapishanelerde OHAL uygulamalarının kalıcılaştırılmaya çalışıldığını belirterek, tecride karşı devam eden açlık grevlerinin son bulması için de yetkililerin çözüm üretecek adımlar atması gerektiğini ifade etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, Ege Bölgesi’nde bulunan hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin 3 aylık raporunu kamuoyuna açıkladı.
Buca Kırıklar F Tipi, Şakran T Tipi, Manisa T Tipi, Akhisar T Tipi, Menemen R Tipi, Denizli T Tipi ve Denizli D Tipi Hapishanelerini kapsayan Ocak, Şubat ve Mart ayı raporunu avukat Barış Işık okudu.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün 2018 yılı Kasım ayında bir soru önergesine karşılık verdiği bilgiye göre hapishanelerde 260 bin 144 tutsaktan 202 bin 434’ünün hükümlü, 57 bin 710’unun ise tutuklu olduğunu belirten Işık, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tefkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre; 28 Mart 2019 tarihi itibariyle, 313 kapalı ceza infaz kurumu, 75 müstakil açık ceza infaz kurumu, 5 çocuk eğitim evi, 9 kadın kapalı, 8 kadın açık, 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplamda 396 ceza infaz kurumunun bulunduğunu hatırlattı. Işık, OHAL’in kalıcılaştırılmaya çalışıldığı ve bu durumun da en çok hapishanelerde etkisini gösterdiği belirtilirken, hapishanelerde baskıcı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan yöntemlerin benimsendiği, avukatlar ile tutsakların görüşmelerine kısıtlama getirildiği ifade etti.
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 8 Kasım 2018 tarihinden beri süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine giren DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevine hapishanelerden de tutsakların destek verdiğini belirten Işık, “171 gündür açlık grevinde bulunan başta Leyla Güven olmak üzere tüm mahpusların meşru talepleri doğrultusunda açlık grevlerinin sonlandırılması adına ilgililerin çözüm üretecek adımlar atması gerekmektedir. Yinelemek gerekir ki; insan haklarının başat unsurunu oluşturan yaşam hakkı kutsaldır” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. Maddesine, Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. Maddesine, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin üye devletlere Avrupa Hapishane Kuralları hakkında 2 Nolu Tavsiye Kararı, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2. Maddesine göre tutsaklara işkence, insanlık dışı, onur kırıcı ceza verilemeyeceğine ilişkin düzenlemelerin olduğunu belirten Işık, infazın amacı olan iyileştirme ve topluma kazandırmanın aksine, hapishanelerin adeta ikinci bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığı belirtildi.
Tutsakların tedaviye ulaşma, sağlıklı bir cezaevinde yaşama, sağlıklı beslenme hakları ve hasta olduğunda, tedavisini dışarıda yapması için cezasını erteleme veya serbest bırakılma hakları engellendiğini ifade eden Işık, İHD Genel Merkezi’nin güncellediği listede 458’i ağır olmak üzere 1334 hasta tutsağın bulunduğu bilgisi paylaştı. Rutin kontrollere götürülmeleri gereken hasta tutsakların araç ve personel eksikliği gibi gerekçelerle götürülmedikleri, hastalığına özgü yemek verilmesi gereken tutsaklara sorun yaşatıldığını söyleyen Işık, Adli Tıp Kurumu’nun vermiş olduğu yanlı ve bilimsellikten uzak kararları ile güvenirliğini yitirdiği, tam teşekküllü hastanelerin verdiği raporların da infaz rejimi açısından bağlayıcı olmadığı kaydetti.
Tutsakların da insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğunu hatırlatan Işık, hapishane koşullarının zaman kaybedilmeksizin düzeltilmesi doğrultusunda yaklaşım sergilenmesini istedi.
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu